Günümüz eğitim sistemleri, yaratıcılığı ve katılımcı bir eğitim anlayışını ön plana çıkarmak amacıyla öğrencinin bireysel yaratıcılığını ve merak duygusunu arttırıcı yenilikçi metotların keşfedilmesinin peşindedir.  Bu anlamda oyun, drama ve sanatsal performans etkinlikleri yaratıcılığı kışkırtan bir eğitim perspektifi olması açısından oldukça önemli bir yerde durmaktadır. Bu bölümde sizlerin kuramsal ve uygulama düzeyinde yararlanabileceği örnekler düzenlenmiş ve bu alanda çalışmak isteyen eğitimcilere yöntem, teknik ve kaynakça düzeyinde bir vizyon sunulmaktadır.

 

İlk olarak şunun altını çizmek gerekir. Bir eğitmenin sınıfa her girişi, sınıfın kapısından içeriye adımını her atışı canlı bir performansı başlatır.  Sınıftaki öğretmen bu anlamda bir oyuncu, öğrenciler ise seyircidir. Tabii roller zaman zaman değişecektir.  Öğretmen bu rolünü iyi oynamak zorundadır.  Bu açıdan bakarsak öğretmen, yönetmen ve düzenleyici rolünü oldukça iyi oynamalı. Elbette ki demokratikvizyona sahip bir yönetmen olmalıdır. Oyun, drama ve sanatsal performans etkinlikleri bu anlamda bir öğretmenin her zaman başvuracağı alanlardır.

Drama Çalışmalarının Aşamaları

Drama Çalışmalarının Aşamaları Isınma ve Rahatlama: Bu aşamada oyuna katılmaya istekliliğinin arttırılması, grubun birbirine ısınması, grubun oyunlara ısınması, grubun dramaya ısınmasının sağlanması, grubun rahatlamasının sağlanması amaçlanır. Rol Oynama ve Doğaçlama: Bir oyunda rol oynamak demek oyundaki bir karakterin duygularını, düşüncelerini dramatize etmek, canlandırmak demektir. Aslında insanlar yaşamlarında da her an ve her zaman yeni bir

Drama Kavramı ve Tiyatro İlişkisi

Dramayı temel olarak tiyatro tekniklerinden yararlanılarak doğaçlamayı ve rol oynamayı merkeze alan (aynı zamanda müzik, dans, resim, heykel, edebiyat vb. sanat dallarının hepsiyle bir etkileşim içinde olan) bir grup çalışması etkinliği olarak tanımlamıştık. Tiyatro ise, seyircilere, bir öyküyü sahne olarak ayrılmış bir yerde, oyuncuların söz ve hareketleriyle canlandırma sanatıdır. Tiyatro sözcüğü Yunanca’da “seyirlik yeri” anlamına

Drama Kavramı ve Oyun İlişkisi

Araştırmacılar drama ve oyun ilişkisi hakkında şunları söylüyor: “Çocuklar drama etkinliğini genellikle oyun gibi algılar ve böyle algıladığı için de tüm enerjisini ve dikkatini ‘oyun oynuyormuşçasına’ drama etkinliği üzerinde yoğunlaştırır. Çocuk drama yoluyla hem oyun oynamış, hem de etkili bir öğrenme sürecini yaşamış olur. Oyun en yalın anlamda, hoşça vakit geçirme ve enerji boşalımı (deşarj)

Drama Kavramı

Son yıllarda çok tartışılan drama kelimesi acaba ne anlama gelmektedir? Türk Dil Kurumu sözlüğünde İtalyanca “dramma”, Fransızca “drame” kökenli olduğu belirtilen drama; “sahnede oynanmak üzere yazılmış oyun”, “acıklı, üzüntülü olayları, bazen güldürücü yönlerini de katarak konu alan sahne oyunu veya televizyon filmi”, “tiyatro edebiyatı”, “mecaz, acıklı olay” olarak tanımlanmıştır. Oxford sözlüğünde “bir sahne oyunu”, “dramatik

Oyun Kavramı

Johan Huizinga’ya göre “Oyun, insanın yaşamı ve doğayı öğrenmekte kullandığı ilk etkinliktir. İnsanoğlu doğuştan “homo ludens”, yani oynayan insandır. Oyun, Lazarov’un tanımlamasıyla, kendiliğinden ortaya çıkan, hedefi olmayan ve mutluluk getiren bir aktivite”dir. Montaigne ise oyunu, “çocukların en gerçek uğraşları” olarak tanımlamıştır. Huizinga, Erikson, Freud, Piaget, Schiller gibi kuramcılar oyun kavramına dair değişik tezler ortaya koymuşlardır.