II. Dünya savaşı sonrasında İtalya’nın kuzeyinde Reggio Emillia adı verilen 150,000 nüfuslu bir kasabada anne babaların çocuklarının eğitim alabileceği bir okul kurma girişimiyle başlayıp, bugün “Reggio Emilia” yaklaşımı adıyla tüm dünyaya yayılan bir okul sistemidir. Loris Malaguzzi bu yaklaşımın yaratıcısı ve öncüsüdür.“Eğitim her çocuğun hakkı” olduğu düşüncesiyle çocukların kaliteli bir eğitim alabilmesi için okul, aile ve toplumun işbirliği içinde çalışması gerektiği esas alınmıştır.

Bu yaklaşıma göre çocuklar hayatın anlamıyla ilgili cevaplar aramaktadırlar. Onlara cevabı vermek için acele etmemek, onun yerine cevabı kendilerinini bulması için teşvik etmek gereklidir. Erken çocukluk eğitiminde yapılması gereken, çocuklara gelişimlerini destekleyici ve ilerlemelerini teşvik edici bir ortam yaratabilmek ve kendi fikirlerinin gelişmesine fırsat tanımaktır. Çocukların sayısız yaratıcı, entellektüel ve iletişimsel potensiyelleri vardır ve her birine saygı gösterilmelidir. Çocuklar teoriler geliştiren, bilgi üreten, gözlem yapan, aktif deneyimler edinen, sosyal, duygusal ve zihinsel yönden farklı kaynaklara sahip olan kişilerdir.

Reggio Emilia yaklaşımında, çocuklara somut yaşantılar sunulur, bu sayede yeni deneyimler kazanmalarına yardımcı olunur. Çocuklar araştıran, üreten ve hipotezlerini test eden kişilerdir. Kendilerini ifade ederken çok farklı sembolik araçlardan yararlanabilirler. Örneğim, resim, heykel, müzik, gölge oyunları, dramatik oyun gibi. Reggio yaklaşımında buna “Çocuğun Yüz Dili” adı verilir. Çocukların düşüncelerini ve duygularını herkes tarafından görünür kılmak adına kullandıkları birçok sayıda dile sahip olduklarına inanılır. Bu diller aracılığıyla çocukların sembolik düşünmesi, yaratıcılığı ve iletişim becerileri gelişir.

Bölüm Seç

Proje ÖrneğiReggio Emilia okullarında proje bazlı öğrenme esastır. Çocuklara  kazandırılmak  istenen bilgi didaktik bir şekild verilmez; onun yerine çocuğun bilgiyi projeler aracılığıyla edinmesi hedeflenir. Bu sayede çocuklar yaşarken öğrenme imkanı bulurlar. Projelerde konu seçimi çocukların ilgi ve deneyimleri dikkate alınarak yapılır. Proje içeriği çocuklar tarafından belirlenir. Projeler büyük gruplardan çok küçük gruplarla uygulanır. Projeler matematik, fen, yazı, müzik ve sosyal çalışmaları içerir. Proje çalışmalarının dokümanları, fotoğrafları ve çocukların çalışmaları okulun duvarlarında sergilenir.

Proje yaklaşımı, çocukların belli konuları derinlemesine öğrenmelerine olanak sağlayan, kendi ilgi duydukları ve öğrenmeye meraklı oldukları bir konu üzerinde kendi çevrelerini ve deneyimlerini kullanarak bilgi sahibi oldukları bir çalışma yöntemidir.

Bu yöntemle, çocukların kendi yapabileceklerine güvenleri artar; küçük yaşlardan itibaren bilgiyi aramanın, bulmanın ve sürekli öğrenebilmenin zevkine varıp, bir konu üzerinde derinlemesine bilgi sahibi olmayı deneyimlerler.


Kaynakça:
Roopnarine, J. L., & Johnson, J. E. (2005). Approaches to early childhood education. (4th edition) Upper Saddle River, NJ: Pearson Merrill/Prentice Hall.

Fotoğraflarını bizimle paylaştığı için Atölye Çocuk Evi Koordinatörü Başak Kerimoğlu Şenyurt’a teşekkür ederiz.

Bölüm Seç